"Türk Lokumu" Harry Kewell

08.09.2008 tarihlidir.


Çeviri: Tugce_GS


Harry Kewell, Avusturalya'da yayınlanan The Sun - Herald gazetesine konuştu. Türkiye'ye geldiğinden beri Avustralya'da gündemin en önemli isimlerinden olan Kewell'ın röportajı, “Türk Lokumu” başlığı ile yayınlandı.




Harry Kewell, Galatasaray’a transfer olarak futbol kariyerinde adeta yani bir sayfa daha açtı.
Onun tabiriyle, Türkiye’ye gidişi ile yeni bir sayfa açmadı, kariyerinin kitabını baştan yazmaya başladı.
Liverpool’da oynamaya başladığından beri İngiliz spor medyasının en önemli isimlerinden biri oldu.

“Eğer bu bir kitapsa son beş yılı mühürlenmeli” demişti Kewell, Galatasaray’a katıldığından beri yaptığı ilk röportajda. “Aslında hikâye Leeds’ten doğrudan Galatasaray’a transferime atlar gibi olmalı.”

Anfiel’ın dehşetini daha fazla tartışmayacağız. Kewell fiziksel ve zihinsel olarak çok daha gelişti. Hemen Galatasaray taraftarlarına gollerinin (vuruşlarının) kalitesini gösterdi. O artık kramponlarını konuşturuyor. Bu örnek niteliğinde bir sebeptir.. TFF Süper Kupa maçında daha oyuna girer girmez attığı ve Galatasaray’ın Kayserispor’u 2–1 yenerek kupayı aldığı maçtan sonraki bir hafta içinde 10.000’den fazla forması satıldı.

Böyle günlerde takdir edilmesi çok normaldir tabii ki..

Kewell, Boğaziçi’ndeki yeni evine adeta tapıyor. Öylesine seviyor ki, Türkiye’nin gönüllü turizm elçisi olursa şaşırmamak gerekir.

“İstanbul inanılmaz bir şehir.” diyor Kewell. “Kulübüm ve taraftarları inanılmaz derecede muhteşem. Neye ihtiyacınız varsa mevcut. Yemekleri harika. Araba kullanmak biraz çılgınca ama mücadele etmeyi severim”

“Tek kelimeyle anlatmam gerekirse oldukça heyecan verici. İstanbul insanın gözünü açıyor. Şehir heyecan verici. Buraya gelmeyi ilk düşündüğümde çevremdeki insanlara söyledim ve bana ‘Emin misin?’ dediler. Şimdi ise herkese buraya gelmesini söylüyorum.”

Kewell’ın pozitif görüşleri oldukça otantik ama işe de yarıyor” diyor Lucal Neill (Avusturalya Milli Takımından arkadaşı)

“Harry ile konuştum ve yeni mücadeler için oldukça heyecanlı olduğu söyledi” diyor Neill. “Onun için çok mutluyum. Çok talihsiz günler geçirdi. Ama onun ne kadar iyi bir futbolcu olduğunu biliyoruz. Bunu, bize olmasa bile bazılarına hatırlatması gerek. Bahse girerim bu sezon Galatasaray’da patlama yaratacak”

Kewell, Avrupa’da pek çok yerden isteniyor. İtalyan kulüp Juventus, Premiere Lig’den Portsmouth, Aston Villa, Fullham, Tottenham. Ayrıca İtalya’dan AC Milan ve Roma; İspanya’dan Valencia ona bir çok kez tekliflerde bulundular. Ama sakatlık tehlikesi nedeniyle bu teklifler hep şartlı tekliflerdi. Buna karşılık, “Galatasaray ilk günden beri benim için çok ısrarcıydı. Galatasaray benim için hep öncelikli olmuştur.Sonuçta, Galatasaray gibi bir kulüp bana ‘evet’ dedi” diyor.

Puzzle’ın diğer bir parçası da var. Galatasaray kendi lig şampiyonluğunda önemli bir yere sahip ve UEFA Kupası için oynuyor.

Kewell, rehabilitasyon sayesinde ligde ve Avrupa’da iyi bir form yakaladı. Kewell’ın şöhreti kendi jenerasyonunun en heyecan verici oyuncularından biri olmasından kaynaklanıyor.

Galatasaray’a katıldıktan sonra, Franck Ribery ve Nicolas Anelka gibi Fransız Dünya Kupası Starları’nı da içeren; Türkiye’de oynayıp kendini “ispat” etmiş yıldızlar arasına girdi.

“O kendini tekrar ettikçe (geliştirdikçe), Kewell’a inanıyorum” diyor Bernie Mandic (Kewell’ın menajeri) “Şu an, Harry’nin şu zamana kadar gittiği tüm yerlere oranla çok daha rahatım”

Kewell’ın karısı, Sheree ve ikilinin üç çocuğu –Mart’da küçük bebek Matilda aralarına katıldı- sezon öncesi İstanbul’u ziyaret ettiler

Kewell bu ay sonunda 30’una girecek ve o Türkçe öğreniyor. Türkçe’yi öğrenerek, Liverpool veya Sydney’deki gibi zorluklardan uzak, daha kolay bir hayat sürebileceğini söylüyor.

“ ‘Günaydın’ , ‘Nasılsın’ , ‘İyiyim’ gibi cümleleri söylemeyi biliyorum” diyor.

“Farklı bir kültüre birden bire yerleşmek herkes için olduğu gibi benim için de zor. Burada benim nöncelerden görmediğim çok ilginç ve değişik şeyler var. Mesela Türkiye’de din çok ciddiye alınıyor, ülkelerine ve inançlarına çok bağlılar. Türkiye farklı kültürler barındırıyor ve bu kültürleri keşfetmek çok zevkli”

Türkiye’de futbol inancının çok daha değişik ve köklü olduğunu belirten Kewell, maç sonralarında da değişik kutlama şekillerinin de olduğunu söylüyor. Genellikle maçın ertesi günü takımın formasının giyildiğini, Galatasaray taraftarlarının kocaman binalara ve hatta plazalara Kırmızı-Turuncuya yakın Sarı (Galatasaray Sarısı) bayraklar astığını söylüyor.

Yılda iki kere Fenerbahçe ile çok önemli derbilerin yapıldığını, ve bu takımın bu sene Euro2008 şampiyonu İspanya’nın teknik direktörü Luis Aragones olduğunu, ayrıca Brezilyalı Roberto Carlos, Uruguaylı savunma oyuncusu Diego Lugano ve İspanyol golcü Daniel Guiza gibi oyuncularının olduğunu söylüyor.

Takımların ilk karşılaşması Kasım’daymış.

“Türkiye’de 70 milyon insan var ve bu insanların 25 milyonu Galatasaraylı, 20 milyonu ise Fenerbahçeli.” Diyor Kewell. “ Her köşede karşısına Galatasaray – Fenerbahçe rekabeti bir şekilde çıkıyor”

“Bence bu derbiler Liverpool ve Everton arasındaki derbilerden, hatta şu ana kadar oynadığım derbilerden bile çok daha büyük”

“Arkadaşlarım bana bu derbinin tarifsiz olduğunu anlattı. Anlamam için oynamam gerektiğini söylediler. Tabii ki oynamak isterim ama sadece derbide değil tüm maçlarda oynamak istiyorum.”

Şu anda Kewell, bunun için gayet uygun. Çünkü Kewell kuvvetli ve kaliteli bir oyuncudur. Onu takdir eden bir kulüp için her hafta oynamak istemesi çok güzel. Antrenman sezonunda Liverpool’da çok yara aldı ve başarı grafiğini düşürdü. Ancak Liverpool’daki hayal kırıklıklarının ardından sanırım gerçek Kewell bizi bekliyor.

“Futbol oynamak ve bundan da keyif almak istiyorum. Zaten futbol oynadıkça da bunu başarıyorum”

'25 gol atarım, onu yaparım, bunu kazandırırım’ dememi istediğinizi biliyorum. Ama bunlar eski klişeler ve bunun yerine klasik bir şey söyleyeceğim: Futbol oynamaktan tekrar keyif alıyorum.”



Kaynak TIK !


Çeviri Bana Aittir Başka Sitelerde Yayınlamanız YASAKTIR !

Tuğçem be
Başardın sonunda Saol

Rica ederim her zaman